Evebeynlerin pişmanlıklarından aldığı dersler

Çocuk sahibi olmak eğlenceli olsa da çeşitli zorlukları da beraberinde getirir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için sergilenen davranışlar ve sarf edilen sözler zaman zaman ebeveynlerde pişmanlıklara sebep olur. Bu pişmanlıklardan çıkarılan dersler ebeveynler için rehber niteliğindedir.

1. Birlikte yeterince zaman geçirin

Çocuklarımız onlara en son hangi telefonu aldığımızı değil, onların hafızasına bıraktığımız sıcak anıları hatırlayacaklar. Bu nedenle, her gün en azından 30 dakika zaman geçirmeye özen gösterin. Onlarla birlikteyken yalnızca fiziksel olarak değil, aynı zamanda zihinsel olarak da yakın olmaya çalışın. Zira çocuklar akıllıdırlar, onlarla birlikte olup olmadığınızı hissedebilirler ve olmadığınızda üzülürler.
Hâlâ yapabiliyorken onlara sarılmanın keyfini çıkarın. Zaman hızlı geçiyor, büyüyecekler ve onlara sarılma şansınız gittikçe azalacak. Oysa sarılmak, sevdiklerimizle aramızdaki bağı güçlendirir. Üstelik sarıldığımızda salgılanan oksitosin hormonu bağışıklık sisteminin güçlenmesine yol açar.

2. Sabırlı olmayı öğretin

Çocuğunuzun istediği 200 liralık bir oyuncağı hemen almak yerine, 1 ay boyunca haftada 50 lira biriktirerek almasına yardımcı olun. Böylece, oyuncağa çok daha fazla değer vereceklerdir. Benzer şekilde, doğum günlerinde veya bayramlarda aldıkları harçlıkları biriktirmelerini sağlayacak farklı hedefler koyun. Paranın yalnızca tasarruf aracı değil, yatırım aracı olduğunu da anlatın.

3. Sözlerinizle değil davranışlarınızla örnek olun

Ebeveynler genellikle çocuklarına davranışlar ile örnek olmak yerine ne yapmaları gerektiğini söylerler. Ancak, çocuklar ebeveynlerinin söylediklerini dinlemekten ziyade onlardan gördüklerini yansıtmaya meyillidirler.

4. Davranışlarının sonuçları olduğunu öğretin

Onlardan bir şey yapmalarını istediğinizde nedenlerini ve olası sonuçlarını da açıklayın. Örneğin: “Ayla, okul çantanı boşaltmanı 3 kez istediğimi fark ettim. Bu işte harikasın ve bence bunu kendi başına yapabilirsin. Öğle yemeğini dışarı çıkarmalısın ki çantan kokmasın.”

5. Onlara bağırmayın

Ebeveynler çocuklarla konuşurken zaman zaman seslerini yükseltir hatta bağırırlar. Bu durum alışkanlık haline gelirse çocuklar ebeveynleri daha az dinlerler. Ayrıca, çocuklar üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler yaratabilir.

Öncelikle, bağırmanızın nedenlerini arayın. Onların farkında olduğunuzda, bağırmadan önce onları yakalayabilir ve alternatif bir yaklaşım sergileyebilirsiniz. Örneğin günün yorgunluğu akşam yemeğini dayanılmaz hale getirebilir. Eve geldiğinizde tam bir kaos hakimdir ve çocuklar söz dinlemiyordur. Bu durumda yemek için çok daha kolay seçimler yapın veya önceden pişirilmiş akşam yemeği yiyin. Uyku vakti da stres kaynağınızdır. Çocuklara yatma saatinin yaklaştığı konusunda gerekli uyarıyı son ana bırakmayın. Sınırınıza ulaştığınızda da sakince çocuklarınıza durumu bildirin: “Çok yorgunum ve beni gerçekten zorluyorsun. Beni dinlemen için bağırmak istemiyorum. Şimdi gerçekten beni dinlemene ihtiyacım var.”

6. Rahatsız olmalarına izin verin

Çocuklarını korumaya çalışan ebeveynler onların karışılacağı sonuçlarla kendileri ilgilenir. Oysa, çocukların gelişmesi, büyümesi ve öğrenmesi için bazen hatalar yapması, mücadele etmesi veya rahatsız olmaları gerekir.Onu yapmak istemediği şeylerden daha fazla sorumlu tutmak ve ‘çocuğunuzun çok kolay pes etmesine izin vermemek bunun için bir yoldur. Ayrıca, yaşına uygun görevler vererek ev işlerinden onları daha fazla sorumlu tutabilirsiniz.

7. Hata yapmalarına fırsat verin

Çocuklara hata yapma fırsatı vermediğinizde yeni şeyler denemeyi umursamazlar. Bu da onların gelişim fırsatlarını kaçırmasına ve aynı kalıplara takılıp kalmasına neden olur. Bu nedenle, onları yeni şeyler denemeye teşvik edin, yeni şeyler denediklerinden onları övgülerinizle destek olun. Böylece, çocuklar bu deneyimi tekrarlamak isteyeceklerdir.
Çocuklarımız için bir dereceye kadar endişelenmek sağlıklı olsa da işler değişiyor ve günümüzde çok büyük görünen sorunlar, ilerleyen zamanda gerçekten önemsiz görünüyor.” Çocuklarından mükemmellik bekleyen ebeveynler çocuklarına sıklıkla “Dikkatli ol!” ifadesi ile seslenirler. Çocukların ne yaptıklarına dikkat etmeleri gerekir ve onları korumak ebeveynlerin görevidir. Ancak “Dikkatli ol” hiçbir şey ifade etmeyen veya öğretmeyen ifadedir. Bunun yerine “O bardağı daha sıkı tutmalısın. Kırılırsa elini kesebilir.” gibi açıklayıcı ifade(ler) kullanmak daha faydalı olacaktır.

8. Diğer çocuklarla karşılaştırmayın

Çocuğunuzun yaşıtlarıyla aynı becerilere sahip olmasını bekliyorsanız veya daha da kötüsü, onu başka bir çocuğun standartlarına uymaya zorluyorsanız, yalnızca onları strese sokmakla kalmaz, aynı zamanda doğuştan gelen güçlü yönlerini de gözden kaçırırsınız.

9. Tutarlı olun

Çocuklarınızın davranışlarına verdiğiniz tepkiler arasında çelişki olmamasına özen gösterin.

10. Duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmeyin

Çocukların yetişkinlerden farklı duygusal ihtiyaçları vardır ve birçok ebeveyn, bu temel gerçeği görmezden geldikleri için pişmanlık duyarlar. Çocuklar üzgün olduklarında ya da herhangi sorunu nasıl aşacaklarını bilemediklerinde kendilerini ifade etmekte zorlandıklarında ağlarlar. Bu durumlarda onlara ağlamayı bırakmalarını söylemek yerine duygularına tercüman olmak gerekir. “Kim böyle bir şeye üzülmez ki!” veya “Şimdi gitmek zorunda olduğumuz için hayal kırıklığına uğradın” gibi duruma uygun ifadelerle duygularına tercüman olmak gerekir.

11. Hedeflerinizi onlara yansıtmayın

Bazı ebeveynler çocuklarını kendi ulaşamadıkları hedeflere ulaşmak için “ikinci şans” olarak görürler. Bu durum da çocukları yapmak istedikleri ile ebeveynlerinin yapmalarını istedikleri arasında parçalanmış hissettirir.

Blog