Hemen her sektörde yaşamakta olduğumuz dönüşümün hızı öylesine arttı ki yarınlar her geçen gün daha az tahmin edilebilir hale gelmekte…
Nitekim Dünya Ekonomi Forumu, ilköğretim çağındaki çocukların %65’inin bugün var olmayan mesleklere sahip olacağı tahmininde bulunurken, Dell firması aynı oranın %85 olacağını öngörmektedir.
Bu durum da çocukları yalnızca iyi bir okula göndermek onları yarınlara hazırlamak için yeterli olmayacaktır. İlave olarak yaşamda karşılaşacakları zorluklar ile etkin şekilde baş edebilmelerini, çözümler üretmelerini ve olaylara farklı pencerelerden bakmalarını sağlayacak beceriler kazandırmak gerekmektedir. Yaşam becerileri olarak isimlendirilen bu becerileri çocuklara kazandırmak için ne kadar erken çaba gösterirsek başarılı olma şansımız da aynı oranda artacaktır.
Zorlukların üstesinden gelmek
Birçok ebeveyn, çocuklarının tüm sorunlarını çözme sorumluluğunu üstlenir. Her şeyi düzeltir, onları içine düştükleri zor durumlardan kurtarır. Her zaman onların gözü ve kulağı olmak yerine neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda eğitin, kendi sezgilerini dinlemeye teşvik edin ve acil bir durumda nasıl paniğe kapılmadan sorunun üstesinden gelebileceklerini öğretin. Zira yaşamda her şey istediğimiz gibi gerçeklemez.
Çocuğunuzu yeni şeyler denemeye teşvik edin ve ağaca tırmanmak veya bisiklete binmek gibi makul risklere izin verin. Hazır göründüğünde yeni bir meydan okuma önerin, örneğin, “Bence ayakkabılarınızı bağlamayı öğrenmeye hazırsınız. Bir deneyelim.” Bunu yaparken de başarıdan çok çabaya odaklanın, örneğin, “Ayakkabılarınızı bağlamayı öğrenmek gerçekten zordu ama denemeye devam ettiniz. Aferin.”
Çocuklarınız bir noktada bağımsızlığı öğrenmek zorundalar. Bu bağımsızlığı teşvik etmek için yetişkinlere yönelik şeyler yapmalarına müsaade edin. Eğlenceli ikramlar pişirmenize yardım etmesine izin verin. Onları market alışverişine, çamaşır yıkamaya ve akşam yemeği planlarına dâhil edin. Siz arabayı benzinle doldururken çocuğunuzun marketten kendi başına bir şeyler almasına izin verin. Giysileri ayırmayı, deterjanı ölçmeyi, bulaşık makinesini boşaltmayı öğretin.
Böylece kendileriyle gurur duymalarını daha mutlu olmalarını sağlayabilirsiniz.
Kalıcı öğrenmeyi sağlamak
Çocuklar bilgileri zaman zaman anlayarak değil üstünkörü ezberci şekilde öğrenirler. Bu da onları kırılgan ve unutulmaya hazır hale getirir. Öğrenilen bilgileri kalıcı hale getirmek için günlük yaşamda veya yaşamın ilerleyen safhalarında nerede kullanılabileceğini gösterin.
Kalıcı öğrenme, görünüşte farklı şeyler arasındaki bağlantıları ve kalıpları görebildiğimizde gerçekleşir. Ayrıca, ne kadar çok bağlantı kurarsak, dünyaya o kadar anlam katarız. Çocuklar, daha küçükken oyuncaklar ve çoraplar gibi temel ev eşyalarını sıralarken bağlantıları ve kalıpları görmeye başlarlar. Eğitimlerinde de “Aşçı kimyacı mıdır?”, “Kimya içecek olsaydı, ne içecek olurdu?” gibi ilginç sorular öğrenilen bilgilerin günlük yaşam ile ilişkisine çok farklı pencereden bakış sağlar.
Tarihi olaylar da yalnızca tarihsel sıralama şeklinde değil, farklı olaylar arasında bağlantılar kurarak anlatılabilir. Örneğin, Amerikan Devrimi sırasında Avustralya’da neler oluyordu? vb.
9. sınıf öğrencilerinden küresel ısınmayı kimya, biyoloji, yer ve uzay bilimleri açısında değerlendirmeleri veya küreselleşmeyi sosyo-ekonomik, cinsiyet, ırk, tarihsel açıdan değerlendirmeleri istenebilir.
“Varsayalım ki”, “Diyelim ki” veya “Ya eğer…” gibi kalıplar ile başlayan sorular farklı koşullar altında olayların ne gibi sonuçlar doğuracağına dair zihin jimnastiği yaptırarak sahip olunan ve yeni öğrenilen bilgiler arasındaki boşlukları doldurmak için zemin oluşturarak kalıcı öğrenmeye de katkı sağlar:
• Dünyada 5 saniye boyunca oksijen olmazsa ne olurdu?
• Buzul çağında donmuş topraklar üzerinde insanlar yaşasaydı nasıl tarım yaparlardı?
• Shakespeare hiç var olmamış olsaydı dünya nasıl olurdu?
Yetişkinlerle iletişim kurmak
Çocuğunuz 7. sınıf öğrencisi ise okulda arkadaşlarıyla sosyalleşmek için yeterince zaman bulur. Ancak bu sosyalleşme gerçek dünyayı yansıtmaz. Bu nedenle, çocukların akranları olmayan yetişkinlerle etkileşim kurması gerekir. Bir dahaki sefere alışveriş merkezinde kot pantolonu iade etmesi gerektiğinde, onları satış görevlisine kendiniz götürmek yerine, onunla birlikte gidip faturayı onun göstermesine ve iade işlemini yaptırmasına eşlik edin.
Paket servis sipariş etmek için 13 yaşındaki çocuğunuzun pizzacıyı aramasına izin verin. İlk başta aramayı yaparken gergin olacaklar, ancak 1 veya 2 kez yaptıklarında rahat edecekler. Sonrasında korkuları azalacak, sözleri daha iyi akacak.
Genel olarak, yetişkinler iletişim kurmakta zorlanan küçük çocuklara diğer yetişkinlerden çok daha sabırlı davranırlar. Ancak dikkat etmeniz gereken bütün bunları siz yanlarındayken ve sizin gözetiminizdeyken yapmalarıdır.
Başka insanların yaşamına dokunmak
Komşularınız veya iş arkadaşlarınızla ilgili dedikodulardan uzak duruyor musunuz? Garsonlara hitap ederken arkadaşça bir ses tonu kullanıyor musunuz?
Bu davranışlarımızın çocuklarımızı nasıl doğrudan etkileyeceğini söylemeye gerek yok. İyi bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız, kendinizi çocuğunuzun nasıl davranmasını istiyorsanız öyle davranın.
Onu başka birinin gününü daha iyi hale getirmek için bir şeyler yapmak için teşvik edin. Örneğin, bir arkadaşı üzgün olduğunda omzunu okşamak kadar küçük bir şey bile olsa…
Peki, çocuğunuz düzenli olarak “Teşekkür ederim” ve “Lütfen” demek gibi görgü kurallarının temellerini uyguluyor mu? İnsanlarla kibar bir şekilde konuşuyor mu? İnsanları düzgün bir şekilde nasıl selamlayacağını biliyor mu ve sofra adabının temellerini biliyor mu? Arkadaşlarıyla oyun oynadığında zarif bir kaybeden mi oluyor?
Kaynaklar:
-
https://www.verywellfamily.com/how-to-raise-a-good-child-62110
-
https://www.mamasaysnamaste.com/how-to-prepare-your-child-for-the-real-world/
-
https://www.verywellfamily.com/tips-for-raising-an-emotionally-intelligent-child-4157946